• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Çocuklarda Görülen Gelişimsel Bozukluklar

Çocuklarda Görülen Gelişimsel Bozukluklar

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve Dikkat Eksikliği

 

DEHB’nin 4 alt çeşidi vardır: Predominant dikat eksikliği, predominant hiperaktif/impulsif, DEHB birleşik ve diğer.
Genellikle dikkat eksikliği odaklanamama, belirli görevleri tamamlayamama( ev ödevleri gibi) şeklinde belirtiler gösteren nörolojik bir durumdur.
DEHB ve hiperaktivitede bu semptomlara hiper, dürtüsel davranışlar eşlik edebilmektedir. Dünya nüfusunun % 5’ini etkilemektedir. Teşhis genellikle çocukluk çağında yapılmakta ve bu çocukların % 60’ının DEHB sorunları gençliğe kadar devam etmektedir.
DEHB ve dikkat eksikliği teşhisi bir nörolog tarafından, zeka ve psikolojik değerlendirme testi yaptıktan sonra konulmaktadır. DEHB için bir tedavi olmamasına rağmen, semptomları giderilebilmektedir. Bazı çevresel düzenlemeler de yapılabilir.
 
Otizm
 
Çocukluk döneminde başlayan ve 3 önemli gelişimsel alanda görülen nörolojik bir bozukluktur.
1)      Sosyal etkileşim
2)      İletişim
3)      Yaratıcı oyun
Otizmde bireysel faklılıklar gözlenmektedir. Bazı fonksiyonlar normalken bazı fonksiyonlar etkilenebilmektedir. Otizme her milletten ve kökenden insanda rastlanmaktadır. Erkeklerde kızlara oranlar 4 kat fazla gözlenmektedir. Erken müdahale, çocukların sosyal hayata adapte olmalarını sağlayabilmektedir. Okulçağı çocukları  Bireysel Eğitim Programı’nda uygun eğitimi alabilmektedirler. Terapi programları çocuğun geri olduğu, ihtiyaç duyduğu alanların geliştirilmesine yönelik olmalıdır.
Çeşitli bireysel ve grup terapilerinin, çocuklara iletişim, özbakım becerileri, sosyal ipuçlarını anlama ( başkalarına bağımlı olmak yerine) ve anlamlı ilişkileri keşfetme konusunda yardımcı olduğu vurgulanmaktadır.
 
Asperger Sendromu
 
            Asperger, çoğu zaman yüksek işlevli otizm olarak açıklanır. Çünkü çoğu aspergerli çocuğun yüksek zekaya, sosyal beceriye sahip olduğu bildirilmektedir. Bu bozukluğu 1944 yılında il kez,  adını alan Avusturyalı Fizikçi Hans Asperger tanımlamıştır.
            Asperger tanısı almış kişiler, yazılı olmayan kuralları öğrenmede zorluk yaşarlar. Fiziksel olarak sakarlık gösterirler. Konuşmaları tuhaf ve tekrarlayıcı bir tutum içerisindedir. Aspergerli çocuklar sıklıkla duygusal problemler yaşarlar ve kendi kendilerini harekete geçirecek, stimule edecek sallanma gibi davranışlar sergilerler.
            Olumlu tarafından bakacak olursak zekaları normal veya normal üzeri seyredebilir; bununla birlikte birçoğu matematik, fen ve mühendislik alanında üstün yetenek sergileyebilirler.
            Müdahaleler çeşitlilik göstermektedir(Özellikle medikal uzmanların otizmden farklı olduğu görüşünden sonra ). Ancak müdahale yöntemleri otizmle aynıdır. Çocuklara ses ve birebir iletişim terapileri verilir; sözel olmayan ipuçlarını anlama, empati kurma öğretilir.
 
 
 
 
 
Serebral Palsy (CP)
 
Çocuğun gelişen beyninde hasar sonucu, motor kontrol merkezin etkilenmesi sonucu oluşan durumdur. En sık olarak anne karnında meydana gelir. Ancak bazen doğum travması, 3 yaş altı infant yaralanmalarında da ortaya çıkabilmektedir.
CP için bilinen bir tedavi şekli yoktur. Çoğu durumda sebep de bilinmemektedir. Ancak prematüre doğum , hamilelikteki enfeksiyonlar ve intrauterin travmaların sebep olduğu düşünülmektedir. “ Palcy” hareketle ilgilidir. CP 4 sınıfa ayrılmaktadır. Bu sınıflar hasarın yeriyle ilgilidir: Spastik, Atenoid/diskinetik, Ataksik ve Mixed.
Her yıl yaklaşık 1500 okulöncesi çocuk CP tanısı almaktadır. Bunların % 60 ‘ına mental reterdasyon da eşlik etmektedir. Bunun sebebi CP’nin beynin birçok bölgesini etkilemesidir. Bununla birlikte körlük, sağırlık, epilepsi, konuşma güçlükleri, yutma bozuklukları da eşlik edebilmektedir.
CP semptomları: anormal kas tonusu, istemsiz hareketler, eklem deformitesi ve yürüme-dengede problemler şeklindedir. Aileler CP’den şüpheleniyorlarsa , mutlaka pediatriste başvurmaları gerekmektedir.
Tedavi çocuğun ihtiyaç duyduğu alanları geliştirmeye yönelik olmalıdır. Erken tanı konulabildiği için tedavi de erken yapılabilmektedir. Bu da yetersizliklerin üstesinden gelmek için iyi bir fırsattır. Konuşma terapisi, iş-uğraşı terapisi ve fiziksel terapi CP için en yaygın terapi türleridir.
 
Gelişimsel Gecikme
 
Çocuk gelişiminin beklenen periotta, beklenen düzeyde olmaması, sapmalar olmasıdır. yani gelişim alanı beklenen hızda değilse, bu alanda bir gelişimsel gecikmeden bahsedilebilir. 5 gelişimsel alan:
Bilişsel gelişim: Problem çözme
Sosyal- duygusal gelişim: Arkadaş edinme, başka çocuklarla oyun
Dil ve konuşma gelişimi: Konuşmayı öğrenme ve kelime bilgisi
İnce motor gelişim: Parmakları kullanma nesneleri tutma, kavrama
Kaba motor gelişim: Oturma, yürüme, koşma
            Çocuklar biriciktir ve her çocuk kendi hızında ilerler. Her çocukta bireysel farklılılar bulunmaktadır. Herkes aynı yaşta aynı şeyleri yapacak diye bir şey söz konusu değildir. Ancak dönüm noktası denilen zamanlar bulunmaktadır.
            Gecikme birçok nedenden kaynaklanabilmektedir. Eğer bir çocuk gecikmeyle tanılanırsa, erken müdahale gereklidir. Terapiler; konuşma, iş-uğraşı, beslenme, odyoloji, psikoloji, fizyoloji ve diğer tüm ihtiyaçları kapsayacak şekilde düzenlenmektedir.
 
Fragil X
 
            Fragil X genetik mental reterdasyonun, bilişsel bozukluk ranjında en yaygın çeşididir. X kromozomundaki FMR1 genindeki değişiklikten kaynaklanmaktadır. Görülme sıklığı erkeklerde 1/2000, kızlarda 1/4000’dir.
            Karakteristik özellikleri: uzun yüz, büyük kulak, düz taban ve büyük testislerdir.
            Davranışsal özellikleri: Otistiklerin davranış özelliği gibi el çırpma, kolay heyecanlanma, ve dikkat dağınıklığı.
            Çoğu FX’lilerde DEHB ve duygusal bozukluklar görülebilmektedir. Dil ve konuşma problemleri özellikle erkeklerde  bulunmaktadır. Olumlu yönleri olan arkadaş canlısı, sevecen, mizah anlayışına sahip olması ile otistik spektrumun karşısında yer alır.
            Sağlık problemleri de gözlenmektedir: kalp kapakçığı, gastroözofageal reflü, içkulak problemleri(kronik enfeksiyonlar) ..gibi. FX’in tedavisi yoktur; ancak erken müdahale ile çocukların zorluk çektiği alanlar geliştirilebilmektedir. Fiziksel ve davranışsal terapiler, bireyselleştirilerek çocuğa sunulabilir.
 
Çoklu Gelişimsel Bozukluk( Multiplex Developmental Disorder)
 
Otizm spektrumunda  yer almaktadır ve şu semptomlar gözlenmektedir.
Duygusal düzenleme: Panik, ansiyete, alınganlık, sıra dışı fobiler, çocukça davranışlar, kendine zarar verme, beklenmedik tepkiler.
Sosyal ve davranışsal yetersizlik: İlişkiyi sürdürememe, birebir kontaktan kaçma, yüzeysel iletişim kurma, az empati kurma, başkalarının duygularını anlamada zorluk.
Bilişsel yetenekte yetersizlik: Normal düşünce süreçlerinde zorluk, mantıksız, garip fikirler üretme, gerçekle-düş arasında kargaşa yaşama.
            Tedavisi otizmle benzerdir. Çocuğun ihtiyaçlarına ve her semptoma uygun bir yaklaşım kullanılmalıdır.
 
Rett Sendromu
 
Genellikle kızlarda gözlenen nörogelişimsel bir bozukluktur. Normal gelişim gözlenirken 6-18. aylarda motor düzey gerilemeye ve yavaşlamaya başlar. Çoğu belirtileri otizme benzediği için otizm diye yanlış tanı konulabilmektedir. Panik atak, bağırma, göz kontağı kurmama, sosyal etkileşimde az empati kurma, ve konuşma yoksunluğu otizmle aynı semptomlarıdır.
Bazı fiziksel özellikleri: Mikrosefali, yürümede gecikme veya yürüyememe, düşük kas tonu, yutma güçlüğü, spatisite, diş gıcırdatma ..vs. Bazıları ağrılı nöbet geçirebilir, kabızlık sıkça görülür. Rett’in tedavisi yoktur. Tedavi semptomları gidermeye yöneliktir. Medikal ve davranışsal yöntemlerle semptomların en aza indirilmesi hedeflenir. Gelecekte gen terapisinin Rett Sendromuna çare olacağı umudu bulunmaktadır.
 
Duyusal Disfonksiyon
 
Duyusal disfonksiyon, beş duyula alınan bilgilerin işlemlenmesinde zorluk şeklinde ifade edilen nörolojik bir sıkıntıdır. Hareket ve pozisyonal duyularda da kendini gösterebilmektedir. Beynin bilgileri yanlış okuması sonucu kaygı, karışıklık ve acı oluşur. SD tek başına tanılanabilir; ancak otizmin, asperger’in, fragilx’in, gecikmiş konuşmanın ve diğer bozuklukların bir parçası olarak da görülebilir.
            Otizm gibi SD de spektrum bozukluğudur. Çocuklar uyaranlara karşı hipersensitif veya hiposensitif olabilirler. Hipersensitif çocuklar dokunmaya karşı hassastırlar. Giyisilerdeki etiketlere veya giyecek materyaline karşı aşırı duyarlıdırlar. Hiposensitifler ise duyusal olarak zayıf oldukları için tehlikelere karşı açık durumdadırlar. Diğer duyusallıklar: Yiyecekler konusunda aşırı seçici olma, ışığa karşı hassasiyet ve gürültüye karşı tahammülsüzlük.